Çocuklara Özsaygı Kazandırmak

Çocuğun doğduğu andan itibaren ilk sosyal ilişkilerini  kurduğu yer ailesidir. Aile ilk aylardan itibaren sadece  temel gereksinimlerin karşılandığı değil, çocuğun kişilik gelişiminin ve davranışlarının yönlendirildiği yer olarak düşünülebilir. Çocuk kendisini ifade etmeyi, kendi kendini yönetebilen bir birey olmayı ailesinden öğrenir. Kısacası aile, çocuğun kişilik ve benlik oluşumunda en temel role sahiptir. Model aldığı anne ve babasına göre olumlu ya da olumsuz kişilik özelliği geliştirebilecek olan çocuk, sağlıklı  aile ortamında sevgi ve anlayış içerisinde büyüyorsa, gelişimi için gerekli olan deneyimleri elde edebilecektir. Özsaygısını kazanarak hoşgörülü olabilmeyi, sevmeyi, bencil olmaktan uzak paylaşabilmeyi öğrenebilecektir.  

Özsaygı bir gereksinim olarak düşünülmelidir. Kişinin  kendisine ilişkin yapmış olduğu ve alışkanlık haline  getirdiği değerlendirmesi, özsaygı olarak tanımlanmaktadır. 

Özsaygı genel çerçevede, kişinin kendisine, özüne  göstermiş olduğu saygıdır. Çocukların özsaygı ve kişilik gelişimi için gerekli davranış ve sosyal becerilerini kazanabilmesi için en etkili yol, onlara örnek olabilmektir.  

Çocuğa özsaygı kazandırmak, onun öğrenmesini, sevgi duygusu geliştirmesini ve yaratıcılığını güçlendirecektir. Kendi kendisiyle gurur duymayı öğrenen çocuk, hem sevgi dolu hem de yetenekli olabilecektir. Çocuk öncelikle değerli olduğuna inanmalı, aynı zamanda kendisi ve çevresi ile barışık olmalıdır. Ailesinde değer gören, örnek  alabileceği iyi modellerle karşılaşan çocuğun benliği olumlu yönde gelişecektir. Bu durumda başarılı anne-baba-çocuk ilişkisinin temelini etkili iletişim ve empatik yaklaşım oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalarda özsaygının gelişiminde, aile ortamı ve anne-babanın rolünün diğer faktörlerden çok daha fazla etkili olduğu ortaya çıkmıştır.  

Anne-babalar, çocuğun özsaygısının ilk temellerini  oluştururlar.  

Özsaygıyı geliştirmek için ebeveyn olarak;

1- Koşulsuz şartsız sevgi göstermelisiniz. Sevginizi fiziksel olarak da göstermelisiniz.  

2- Sinirlendiğiniz durumun onun kişiliği ya da dünyasına ilişkin değil, sadece o davranışına yönelik olduğunu  açıklamalısınız. Konuşurken daima onlarla aynı göz hizasında olmaya özen göstermelisiniz. 

3- İsteklerinizi açıkça ifade etmelisiniz. Koşullar sunarak isteklerinizi yaptırmaya çalışmamalısınız.  

4- Çocuğunuzu aktif dinlemeli, duruma onun bakış açısıyla bakmaya çalışmalısınız. 

5- Çocuğunuzun duygularını ciddiye almalısınız.

6- Kendisini değerli hissettirecek vakit geçirmelisiniz.  

7- Bazı şeyleri kendisinin yapmasına izin vermelisiniz. Başarısızlığı karşısında eleştirmeden onu motive etmeli, başarısı karşısında ise gururunuzu ve mutluluğunuzu belli etmelisiniz.  

8- Çocuğunuzun düşüncelerine ve tercihlerine saygı göstermelisiniz ve onun da bir birey olduğunu unutmamalısınız. 

Geleceğimizi oluşturacak olan çocukların sağlıklı kişilik yapısına sahip olabilmeleri için anne ve babaların onlarla empati kurmaları, dolayısı ile sağlıklı iletişime geçmeleri çok önemli rol oynamaktadır.  

Kişiliğin temellerinin atıldığı okul öncesi dönemde, aile içi ilişkilerde doyum sağlayan, etkili iletişim ortamında olan bir çocuk, önünde var olan örnek modellerin de yardımı ile uyumlu bir kişilik ve benlik geliştirecektir. Bunun sonucunda da özsaygısı yüksek bir birey olarak toplumda istediği ve kendisine mutluluk veren bir yer kazanabilecektir.

Uzm. Psk. / Lisanslı Psikoterapist Nuray ÖZBEN AVŞAR